Перевод: со всех языков на немецкий

с немецкого на все языки

isteği olmak

См. также в других словарях:

  • merak olmak — anlamak veya öğrenmek isteği olmak Bu iş bana merak oldu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • on parmağı boğazında olmak — isteği yapılmadığında sıkıntıya düşmek, düşürmek Haftada iki gün oruç tutmazsan on parmağım boğazında olsun, dedi. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iştahı olmak — yemek isteği fazla olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kastı olmak — (birine) ona karşı kötülük etmek, zarar verme isteği beslemek Bana kastı mı var? …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözü olmak — (bir şeyde) bir şeyi ele geçirmek isteği beslemek Allah bilir, milletvekilliğinde de gözü vardır. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yapmak — i, ar 1) Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. Ç. Altan 2) nsz Olmasına yol açmak Durgun sular sıtma yapar. 3) nsz Yol almak 4) Onarmak, tamir etmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iştah — is., Ar. iştihāˀ 1) Yemek yeme isteği 2) mec. Cinsel istek veya arzu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iştah açmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • merak — is., Ar. merāḳ 1) Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek Ona bu merak nereden, nasıl, niçin, ne zaman illet olmuştur diye az kafa yormadım. H. Taner 2) Bir şeyi edinme, yapma, bir şeyle uğraşma isteği Öteden beri güzel giyinmeye, güzel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yeşillenmek — nsz 1) Yeşil duruma gelmek, yeşil olmak, yeşermek Hayat sanki yeniden doğar, ağaçlar yeşillenir. A. Ş. Hisar 2) e, argo Birine karşı duyduğu cinsel isteği kendisine sezdirmek, sarkıntılık etmek Yanımızdaki kızlara yeşillendik. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doymak — nsz, ar 1) İsteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak Ben biraz zeytin, biraz patates, biraz da yemişle doyarım. B. Felek 2) e Bir gereksinimini yeteri kadar karşılamak Toprak suya doydu. 3) mec. Yeter bulmak, kanmak, tatmin olmak Dünyanın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • garaz — is., Ar. ġaraż 1) Hedef, amaç, maksat 2) Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin Bağnaz, şu yahut bu düşünceye değil, düşünen kişiye, düşünmeye garazdır. N. Ataç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller garaz bağlamak garazı olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»